Zom 10: Bucket List of the Dead Gibi Animeler! Zombi Sevgimiz Hiç Bitmeyecek!

1. Highschool of the Dead: Zombiler ve Ecchi Bir Arada!

Highschool of the Dead, Zom 100'den önce zombi temasını ecchi (hafif müstehcen) öğelerle birleştiren bir efsaneydi. Hikaye, zombi salgını sırasında hayatta kalmaya çalışan bir grup liseliyi konu alıyor. Ana karakterimiz Takashi Komuro, çocukluk arkadaşı Rei Miyamoto'yu korumaya çalışırken, diğer yandan da zombilerle dolu bu cehennemde hayatta kalmanın yollarını arıyor. Animede aksiyon sahneleri o kadar abartı ki, bazen "Yok artık!" diyorsunuz. Ama işte tam da bu abartı, animeyi izlerken keyif veriyor. Karakter tasarımları da olay! Özellikle kız karakterler... Neyse, anladınız siz. Zaten Highschool of the Dead'in en çok konuşulan yanı da bu "görsel şöleni" diyebiliriz.

Dizinin çizimleri o kadar detaylı ki, zombilerin her bir çürüğü, her bir yırtığı ayrı ayrı görebiliyorsunuz. Bu da animenin görsel etkisini katlıyor. Müzikler de aksiyon sahnelerine cuk oturuyor. Özellikle opening şarkısı "HIGHSCHOOL OF THE DEAD" efsane! Hala dinlerim. Yalnız, anime 2011'de yayınlandı ve ikinci sezonu hala bekliyoruz. Manga yazarı Daisuke Sato'nun vefatı nedeniyle seri yarım kaldı. Ama yine de ilk sezonu izlemek bile yeterince keyifli. Hazır yeri gelmişken mangasını da okuyabilirsiniz. Gerçi manga da yarım ama neyse...

Zom 100'ü sevdiyseniz, Highschool of the Dead'i de kesinlikle seversiniz. Sadece biraz daha "ecchi" olduğunu unutmayın. Yani ailenizle birlikte izlemeye pek uygun değil. Ama arkadaşlarınızla toplanıp, bol bol abur cubur eşliğinde izlemek için ideal. Hatta cosplay partisi bile yapabilirsiniz.

Bias Kontrolü: Rei Miyamoto'nun o meşhur göğüs sekansı hala hafızalarda! Anime tarihine altın harflerle yazıldı diyebiliriz.

Mood Önerisi: Arkadaşlarla toplanıp, abur cubur eşliğinde, bol kahkahalı bir zombi partisi!

2. Kabaneri of the Iron Fortress: Steampunk Zombileri!

Kabaneri of the Iron Fortress, zombi temasını steampunk öğeleriyle birleştiren, görsel olarak şölen yaşatan bir anime. Hikaye, "Kabane" adı verilen zombilerin istila ettiği bir dünyada geçiyor. Kabane'ler, demir bir zırhla kaplı kalpleri sayesinde normal silahlara karşı dayanıklılar. İnsanlar, "Hayajiro" adı verilen zırhlı trenlerle yaşamaya çalışıyorlar. Ana karakterimiz Ikoma, Kabane'leri öldürmek için özel bir silah geliştiriyor ve bir Kabane saldırısı sırasında kendini Kabane'ye dönüştürüyor. Ama tam olarak değil! Yarı insan yarı Kabane oluyor ve "Kabaneri" olarak anılmaya başlıyor.

Kabaneri'nin çizimleri Wit Studio tarafından yapılmış. Attack on Titan'ın çizimlerine benziyor. Aksiyon sahneleri o kadar akıcı ki, gözlerinizi alamıyorsunuz. Müzikler de Hiroyuki Sawano'ya ait. Yani müzikler de efsane! Özellikle opening şarkısı "Kabaneri of the Iron Fortress" hala en sevdiğim anime şarkılarından biri.

Zom 100'deki gibi burada da karakterlerin hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Kabaneri'de biraz daha karanlık bir atmosfer var. Zombiler daha korkunç, dünya daha umutsuz. Ama yine de aksiyon ve macera dolu sahneler sayesinde izlerken sıkılmıyorsunuz. Hatta tam tersi, bir sonraki bölümü merak ediyorsunuz. Eğer steampunk ve zombi temasını seviyorsanız, Kabaneri of the Iron Fortress'i kesinlikle izlemelisiniz.

Bias Kontrolü: Mumei'nin dövüş sahneleri efsane! O minik bedeniyle zombileri nasıl biçtiğine inanamazsınız.

Mood Önerisi: Karanlık bir gecede, kulaklıkları takıp, dış dünyadan soyutlanarak izlemek!

3. Gakkou Gurashi! (School-Live!): Tatlı Kızlar, Acı Gerçekler

Gakkou Gurashi!, ilk bakışta sevimli bir okul hayatı animesi gibi duruyor. Ama aslında zombi salgını sonrası hayatta kalmaya çalışan bir grup liseli kızın hikayesi. Ana karakterimiz Yuki Takeya, zombi salgınından sonra yaşadığı travma nedeniyle gerçekliği algılayamıyor ve okul hayatının normal olduğunu sanıyor. Diğer kızlar ise Yuki'yi korumak ve hayatta kalmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Anime, ilk bölümüyle izleyicileri şoka uğratıyor. Çünkü opening şarkısı ve çizimler o kadar sevimli ki, zombi temasının olduğunu anlamıyorsunuz. Ama bölüm ilerledikçe gerçekler ortaya çıkıyor ve anime birden karanlık bir atmosfere bürünüyor. Bu ani geçiş, animeyi daha da etkileyici kılıyor. Karakterlerin psikolojik durumları da çok iyi işlenmiş. Yuki'nin travması, diğer kızların yaşadığı çaresizlik... Hepsi çok gerçekçi.

Zom 100'deki gibi burada da hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Gakkou Gurashi!'de biraz daha duygusal bir yaklaşım var. Karakterlerin birbirlerine olan bağları, umutlarını kaybetmemeye çalışmaları... Hepsi çok dokunaklı. Eğer zombi temasını farklı bir bakış açısıyla görmek istiyorsanız, Gakkou Gurashi!'yi kesinlikle izlemelisiniz. Ama hazırlıklı olun, mendillerinizi yanınızda bulundurun!

Bias Kontrolü: Kurumi Ebisuzawa'nın küreğiyle zombileri biçtiği sahneler unutulmaz! Tam bir badass karakter!

Mood Önerisi: Yalnız başınıza, sessiz bir ortamda, duygusal anlar yaşamaya hazır olarak izlemek!

4. Tokyo Ghoul: Ghoul'lar da Zombi Sayılır mı?

Tokyo Ghoul, insan etiyle beslenen "Ghoul" adı verilen yaratıkların yaşadığı bir dünyada geçiyor. Ana karakterimiz Ken Kaneki, bir Ghoul saldırısı sırasında yaralanıyor ve Ghoul organları naklediliyor. Böylece yarı insan yarı Ghoul oluyor. Kaneki, hem insan hem de Ghoul dünyasına ait olmanın zorluklarını yaşarken, aynı zamanda kendi kimliğini bulmaya çalışıyor.

Tokyo Ghoul'un çizimleri çok karanlık ve gotik. Ghoul'ların "Kagune" adı verilen özel güçleri var ve bu güçleri kullanırken ortaya çıkan görüntüler çok etkileyici. Aksiyon sahneleri de çok kanlı ve vahşi. Müzikler de animenin atmosferine çok uygun. Özellikle opening şarkısı "Unravel" efsane! Hala en sevdiğim anime şarkılarından biri.

Zom 100'deki gibi burada da hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Tokyo Ghoul'da biraz daha felsefi bir yaklaşım var. İnsan ve canavar arasındaki çizgi, iyi ve kötü kavramları... Hepsi çok derinlemesine işlenmiş. Eğer karanlık, gotik ve felsefi animeleri seviyorsanız, Tokyo Ghoul'u kesinlikle izlemelisiniz. Gerçi ilk sezonu efsane de, sonra bozuyor biraz. Ama ilk sezon hatırına izlenir!

Bias Kontrolü: Kaneki'nin saçının beyazladığı sahne anime tarihine geçti! Tam bir dönüşüm anı!

Mood Önerisi: Gece yarısı, tek başınıza, kulaklıkları takıp, karanlık bir dünyaya dalmak!

5. Ajin: Demi-Human: Ölümsüzlük Böyle Bir Şey mi?

Ajin: Demi-Human, öldükten sonra tekrar dirilebilen "Ajin" adı verilen ölümsüz insanların yaşadığı bir dünyada geçiyor. Ana karakterimiz Kei Nagai, bir trafik kazası sonucu ölüyor ve Ajin olduğunu fark ediyor. Kei, hem hükümet hem de diğer Ajinler tarafından avlanırken, hayatta kalmak ve özgürlüğünü kazanmak için mücadele ediyor.

Ajin'in çizimleri biraz farklı. 3D animasyon tekniği kullanılmış. İlk başta biraz garip gelebilir ama alıştıktan sonra animenin atmosferine çok uygun olduğunu fark ediyorsunuz. Aksiyon sahneleri de çok gerçekçi ve vahşi. Ajinlerin "Black Ghost" adı verilen özel güçleri var ve bu güçleri kullanırken ortaya çıkan görüntüler çok etkileyici. Müzikler de animenin gerilim dolu atmosferine çok uygun.

Zom 100'deki gibi burada da hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Ajin'de biraz daha politik bir yaklaşım var. Hükümetin Ajinlere karşı tutumu, Ajinlerin kendi aralarındaki çatışmaları... Hepsi çok iyi işlenmiş. Eğer gerilim dolu, aksiyon dolu ve politik animeleri seviyorsanız, Ajin: Demi-Human'ı kesinlikle izlemelisiniz.

Bias Kontrolü: Satou'nun planları ve soğukkanlılığı inanılmaz! Tam bir psikopat deha!

Mood Önerisi: Gerilim dolu bir gecede, koltuğunuza yaslanıp, nefesinizi tutarak izlemek!

6. Corpse Party: Tortured Souls: Okulda Zombi Kabusu!

Corpse Party: Tortured Souls, lanetli bir okulda mahsur kalan bir grup öğrencinin hikayesini anlatıyor. Öğrenciler, arkadaşlıklarını pekiştirmek için yaptıkları bir ritüel sırasında okulda mahsur kalıyorlar ve hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Okul, geçmişte yaşanan cinayetler nedeniyle lanetlenmiş ve öğrencilerin ruhları okulda hapsolmuş durumda.

Anime, korku ve şiddet öğeleriyle dolu. Çizimler de karanlık ve ürkütücü. Öğrencilerin çaresizlikleri, korkuları ve birbirlerine olan bağlılıkları çok iyi işlenmiş. Aksiyon sahneleri de çok kanlı ve vahşi. Müzikler de animenin korku dolu atmosferine çok uygun. Eğer korku, gerilim ve şiddet dolu animeleri seviyorsanız, Corpse Party: Tortured Souls'u kesinlikle izlemelisiniz. Ama uyarayım, hassas bünyeler için pek uygun değil!

Zom 100'deki gibi burada da hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Corpse Party'de biraz daha psikolojik bir yaklaşım var. Karakterlerin yaşadığı travmalar, delirmeleri... Hepsi çok etkileyici.

Bias Kontrolü: Sachiko Shinozaki'nin o ürkütücü gülüşü hala rüyalarıma giriyor!

Mood Önerisi: Karanlık bir gecede, tek başınıza, kulaklıkları takıp, ışıkları kapatarak izlemek! Ama sorumluluk kabul etmem!

7. Deadman Wonderland: Ölümcül Bir Tema Parkı!

Deadman Wonderland, işlemediği bir suçtan dolayı hapse atılan Ganta Igarashi'nin hikayesini anlatıyor. Ganta, "Deadman Wonderland" adı verilen özel bir hapishaneye gönderiliyor. Bu hapishane, mahkumların ölümcül oyunlara katıldığı bir tema parkı gibi. Ganta, hayatta kalmak ve masumiyetini kanıtlamak için mücadele etmek zorunda kalıyor.

Anime, aksiyon, şiddet ve gizem öğeleriyle dolu. Çizimler de canlı ve renkli. Mahkumların özel güçleri var ve bu güçleri kullanırken ortaya çıkan görüntüler çok etkileyici. Müzikler de animenin hareketli atmosferine çok uygun. Eğer aksiyon dolu, gizemli ve şiddet içeren animeleri seviyorsanız, Deadman Wonderland'i kesinlikle izlemelisiniz.

Zom 100'deki gibi burada da hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Deadman Wonderland'de biraz daha politik bir yaklaşım var. Hapishane sisteminin adaletsizliği, insanların para için neler yapabileceği... Hepsi çok iyi işlenmiş.

Bias Kontrolü: Shiro'nun o çılgın enerjisi ve dövüş yetenekleri inanılmaz!

Mood Önerisi: Heyecan dolu bir günün ardından, rahat koltuğunuza yaslanıp, aksiyona doymak!

8. Attack on Titan: Dev Zombilerle Savaş!

Tamam, tamam, biliyorum, zombi değil Titan onlar. Ama devasa, insan yiyen yaratıklar sonuçta! Attack on Titan, insanların devasa duvarlarla çevrili şehirlerde yaşadığı bir dünyada geçiyor. İnsanlar, Titanlar adı verilen devasa yaratıklar tarafından tehdit ediliyor. Ana karakterimiz Eren Yeager, Titanlar tarafından evinin yıkılması ve annesinin öldürülmesinin ardından Titanlara karşı savaşmaya yemin ediyor. Eren ve arkadaşları, Titanlara karşı savaşmak için özel bir askeri birliğe katılıyorlar.

Anime, aksiyon, şiddet, gizem ve dram öğeleriyle dolu. Çizimler de çok detaylı ve etkileyici. Titanların tasarımları çok ürkütücü. Aksiyon sahneleri de çok heyecanlı ve gerilim dolu. Müzikler de animenin epik atmosferine çok uygun. Eğer aksiyon dolu, gizemli ve dramatik animeleri seviyorsanız, Attack on Titan'ı kesinlikle izlemelisiniz. Zaten izlemeyen kaldı mı ki?

Zom 100'deki gibi burada da hayatta kalma mücadelesi ön planda. Ama Attack on Titan'da biraz daha epik bir yaklaşım var. İnsanlığın kurtuluşu, özgürlük, savaşın anlamı... Hepsi çok derinlemesine işlenmiş.

Bias Kontrolü: Levi Ackerman'ın o mükemmel dövüş yetenekleri ve soğukkanlılığı inanılmaz!

Mood Önerisi: Epik bir maceraya atılmak için, arkadaşlarınızla toplanıp, dev ekran bir televizyonda izlemek!

9. Is This a Zombie?: Komedi ve Zombiler Bir Arada!

Is This a Zombie?, bir zombi olan Ayumu Aikawa'nın hikayesini anlatıyor. Ayumu, bir seri katil tarafından öldürülüyor ve Eucliwood Hellscythe adlı bir necromancer (ölüleri dirilten kişi) tarafından zombi olarak hayata döndürülüyor. Ayumu, Eucliwood ile birlikte yaşamaya başlıyor ve onun koruyucusu oluyor. Aynı zamanda bir de Magical Garment Girl (Büyülü Kıyafetli Kız) oluyor. Evet, yanlış duymadınız!

Anime, komedi, aksiyon, ecchi ve harem öğeleriyle dolu. Çizimler de canlı ve renkli. Karakterler çok komik ve absürt. Aksiyon sahneleri de eğlenceli ve abartılı. Müzikler de animenin komik atmosferine çok uygun. Eğer komedi dolu, absürt ve eğlenceli animeleri seviyorsanız, Is This a Zombie?'yi kesinlikle izlemelisiniz.

Zom 100'deki gibi burada da zombi teması var. Ama Is This a Zombie?'de biraz daha farklı bir yaklaşım var. Zombi olmak kötü bir şey değil, hatta eğlenceli bile olabilir!

Bias Kontrolü: Eucliwood Hellscythe'ın sessizliği ve gizemli tavırları inanılmaz!

Mood Önerisi: Gülmekten karnınızın ağrımasını istiyorsanız, bu anime tam size göre!

10. Zombie Land Saga: İdoller ve Zombiler!

Zombie Land Saga, farklı dönemlerde yaşamış ve zombi olarak hayata döndürülmüş bir grup kızın idol olma hikayesini anlatıyor. Kızlar, yapımcıları Kotaro Tatsumi tarafından bir araya getiriliyor ve "Franchouchou" adlı bir idol grubu oluşturuyorlar. Kızlar, zombi olduklarını gizleyerek idol olarak performans sergilemek ve Saga bölgesini kurtarmak için mücadele ediyorlar.

Anime, komedi, müzik ve idol öğeleriyle dolu. Çizimler de canlı ve renkli. Karakterler çok komik ve sevimli. Müzikler de animenin hareketli atmosferine çok uygun. Eğer komedi dolu, müzikli ve idol temalı animeleri seviyorsanız, Zombie Land Saga'yı kesinlikle izlemelisiniz.

Zom 100'deki gibi burada da zombi teması var. Ama Zombie Land Saga'da biraz daha farklı bir yaklaşım var. Zombiler bile idol olabilir!

Bias Kontrolü: Sakura Minamoto'nun liderlik vasıfları ve pozitif enerjisi inanılmaz!

Mood Önerisi: Enerjik bir gün geçirmek için, bu anime tam size göre!