Yabancı Dilleri En İyi Konuşan K-Pop İdolleri: Dil Canavarları İş Başında!

En iyi yabancı dil konuşan K-Pop idolleri! İngilizce, Japonca, Çince ve daha fazlası... Dil yetenekleriyle hayran bırakan idoller ve şaşırtıcı hikayeleri.

Aralık 26, 2025 - 20:20
Aralık 26, 2025 - 20:20
 0  0
Yabancı Dilleri En İyi Konuşan K-Pop İdolleri: Dil Canavarları İş Başında!

1. RM (BTS): Beyin Gücüyle Dil Öğrenen Lider

Namjoon ya, namı diğer RM! Bu adamın IQ'su zaten tavan, bir de üstüne İngilizceyi anadil seviyesinde konuşuyor. Nasıl başardı derseniz, olay basit: "Friends" dizisini izleyerek! Evet, bildiğimiz "Friends". Dizi izleyerek İngilizce öğrenmek mi? Kim derdi ki bir K-Pop idolünün dil sırrı bu kadar basit olsun. Ama durun, RM'in olayı sadece İngilizce değil. Zaten zeki bir insan olduğu için dil öğrenme konusunda da inanılmaz bir yeteneği var. Şarkı sözü yazarken kullandığı kelime dağarcığına, entelektüel sohbetlerine falan bakınca insan "Yok artık, bu kadar da olmaz" diyor. BTS'in global başarısında RM'in İngilizce yeteneğinin payı büyük. Röportajlarda, ödül törenlerinde falan hep o konuşuyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor. Biasım diye demiyorum ama RM gerçekten bambaşka bir seviyede. Adam resmen dil konusunda bir dahi!

RM'in İngilizce aksanı da ayrı bir olay. Amerikan aksanına yakın, akıcı ve doğal. Sanki doğuştan İngilizce konuşuyormuş gibi. Bir de bu adamın hitabet yeteneği var ki, dillere destan. Konuşurken insanı büyülüyor, söyledikleriyle etkiliyor. BTS'in lideri olmak kolay değil, ama RM bu görevi hakkıyla yerine getiriyor. Hem müzik dehası, hem dil ustası, hem de karizmatik bir lider. Daha ne olsun? Netizenler de RM'in dil yeteneğine hayran. "RM sayesinde BTS dünyaya açıldı", "RM olmasa BTS bu kadar başarılı olamazdı" gibi yorumlar havada uçuşuyor. Haklılar da! RM, BTS için bir hazine resmen.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: RM'in IQ'sunun 148 olduğu söyleniyor. Bu da onu dahi kategorisine sokuyor. Bir de RM'in küçüklüğünde çok kitap okuduğu biliniyor. Yani dil yeteneği sadece "Friends" izlemekle gelmemiş, altyapısı da sağlammış.

Mood Önerisi: RM'in solo şarkılarını dinlerken bir yandan da "Friends" izleyin. Belki siz de İngilizce öğrenirsiniz, kim bilir?


2. Lisa (Blackpink): Tayland'dan Kore'ye, Oradan Dünyaya

Lisa Manoban! Taylandlı güzellik, Blackpink'in dans makinesi. Ama sadece dans etmekle kalmıyor, dil konusunda da tam bir süperstar. Anadili Tayca'nın yanı sıra Korece, İngilizce ve Japonca'yı çatır çatır konuşuyor. Dört dil birden mi? Pes doğrusu! Lisa'nın dil öğrenme macerası Tayland'da başlamış. İngilizceyi okulda öğrenmiş, Koreceyi ise YG Entertainment'a katıldıktan sonra. Japoncayı da kendi kendine geliştirmiş. Azimle çalışınca neler olabileceğini Lisa bize gösteriyor. Blackpink'in uluslararası alandaki başarısında Lisa'nın dil yeteneğinin önemi büyük. Kızımız röportajlarda İngilizce konuşuyor, hayranlarıyla farklı dillerde iletişim kuruyor. Lisa'nın enerjisi, pozitifliği ve dil yeteneği birleşince ortaya muhteşem bir sonuç çıkıyor. Onu izlerken insan motive oluyor, "Ben de yapabilirim" diyor. Lisa'nın aksanı da çok sevimli. Korece konuşurken Tay aksanı duyuluyor, İngilizce konuşurken ise kendine özgü bir tarzı var. Bu da onu daha da çekici yapıyor.

Lisa'nın dil öğrenme sırrı ne peki? Sıkı çalışma, pratik ve bol bol iletişim kurmak. Lisa, sürekli Koreli arkadaşlarıyla konuşuyor, diziler izliyor, şarkılar dinliyor. Yani dili yaşayarak öğreniyor. Bir de Lisa'nın cesareti var. Hata yapmaktan korkmuyor, sürekli konuşmaya çalışıyor. Bu da dil öğrenme sürecini hızlandırıyor. Netizenler de Lisa'nın dil yeteneğine hayran kalmış durumda. "Lisa resmen dil makinesi", "Lisa hangi dili konuşsa yakışıyor", "Lisa'nın aksanı çok sevimli" gibi yorumlar görüyoruz. Lisa, Blackpink'in global elçisi gibi. Farklı kültürleri bir araya getiriyor, insanları birleştiriyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Lisa, Blackpink'e katılan ilk yabancı üye. Bu da onun için büyük bir sorumluluktu. Ama Lisa, bu sorumluluğu başarıyla yerine getirdi. Hem yeteneğiyle, hem de kişiliğiyle hayranların kalbini kazandı.

Mood Önerisi: Blackpink'in şarkılarını dinlerken Lisa'nın partlarına odaklanın. Hem dansına, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız.


3. Taecyeon (2PM): Boston'dan Seul'e Uzanan Bir Hikaye

2PM'in karizmatik üyesi Taecyeon! Bu adam sadece kaslarıyla değil, beyniyle de dikkat çekiyor. Korece'nin yanı sıra İngilizce ve Japonca'yı da ana dili gibi konuşuyor. Taecyeon'un İngilizce macerası Amerika'da başlamış. Boston'da uzun yıllar yaşamış, orada okumuş. Bu da ona İngilizceyi mükemmel bir şekilde öğrenme fırsatı vermiş. Kore'ye döndükten sonra ise Japonca öğrenmeye başlamış. Azmi sayesinde Japonca'yı da kısa sürede söküp atmış. Taecyeon'un İngilizce aksanı tam bir Boston aksanı. Sert, cool ve karizmatik. Konuşurken insanı etkiliyor. Japonca konuşurken ise sevimli ve samimi bir havaya bürünüyor. Bu da onun çok yönlü bir insan olduğunu gösteriyor. Taecyeon sadece şarkı söylemekle kalmıyor, oyunculuk da yapıyor. Dizilerde ve filmlerde İngilizce sahnelerde rol alıyor, performansıyla herkesi büyülüyor.

Taecyeon'un dil öğrenme sırrı ne peki? Amerika'da yaşamış olması büyük bir avantaj sağlamış. Ama sadece bununla sınırlı değil. Taecyeon, sürekli İngilizce kitaplar okuyor, filmler izliyor, yabancı arkadaşlarıyla iletişim kuruyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de Taecyeon'un öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de Taecyeon'un dil yeteneğine hayran. "Taecyeon resmen İngilizce konuşmak için doğmuş", "Taecyeon'un aksanı çok havalı", "Taecyeon hem yakışıklı, hem de zeki" gibi yorumlar görüyoruz. Taecyeon, 2PM'in global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Taecyeon, Amerika'da okurken tıp fakültesine gitmeyi düşünmüş. Ama sonra müzik ve oyunculuk daha cazip gelmiş. İyi ki de gelmiş, yoksa biz bu yetenekli adamı tanıyamazdık.

Mood Önerisi: Taecyeon'un oynadığı dizileri izleyin. Hem oyunculuğuna, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce sahnelerde döktürüyor.


4. Jackson Wang (GOT7): Çin'den Kore'ye, Oradan Dünyanın Her Yerine

Jackson Wang! GOT7'nin Hong Kong'lu üyesi, tam bir enerji bombası. Sadece rap yapmakla kalmıyor, dil konusunda da tam bir yetenek. Anadili Kantonca ve Mandarin'in yanı sıra Korece, İngilizce ve biraz da Japonca konuşuyor. Beş dil birden mi? Yok artık! Jackson'ın dil öğrenme macerası Hong Kong'da başlamış. İngilizceyi okulda öğrenmiş, Mandarin'i ise Çin'de büyüdüğü için biliyor. Koreceyi JYP Entertainment'a katıldıktan sonra öğrenmiş. Japoncayı ise kendi kendine geliştirmiş. Jackson'ın enerjisi, pozitifliği ve dil yeteneği birleşince ortaya inanılmaz bir sonuç çıkıyor. Onu izlerken insan gaza geliyor, "Ben de yapabilirim" diyor. Jackson'ın aksanı da çok kendine özgü. Korece konuşurken Hong Kong aksanı duyuluyor, İngilizce konuşurken ise sevimli ve komik bir tarzı var. Bu da onu daha da çekici yapıyor.

Jackson'ın dil öğrenme sırrı ne peki? Sürekli pratik yapmak, bol bol iletişim kurmak ve hata yapmaktan korkmamak. Jackson, Koreli arkadaşlarıyla sürekli konuşuyor, diziler izliyor, şarkılar dinliyor. Yani dili yaşayarak öğreniyor. Bir de Jackson'ın cesareti var. Yeni kelimeler öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli konuşmaya çalışıyor. Bu da dil öğrenme sürecini hızlandırıyor. Netizenler de Jackson'ın dil yeteneğine hayran kalmış durumda. "Jackson resmen dil canavarı", "Jackson hangi dili konuşsa komik oluyor", "Jackson hem yetenekli, hem de çok eğlenceli" gibi yorumlar görüyoruz. Jackson, GOT7'nin global yüzü gibi. Farklı kültürleri bir araya getiriyor, insanları güldürüyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Jackson, eskiden profesyonel bir eskrimciymiş. Hatta olimpiyatlarda Hong Kong'u temsil etme şansı varmış. Ama o müzik kariyerini seçmiş. İyi ki de seçmiş, yoksa biz bu enerjik adamı tanıyamazdık.

Mood Önerisi: Jackson'ın solo şarkılarını dinleyin. Hem rap yeteneğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce şarkıları çok iyi.


5. Nichkhun (2PM): Tayland Prensi'nden Dil Ustasına

2PM'in Taylandlı prensi Nichkhun! Sadece yakışıklılığıyla değil, dil yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Anadili Tayca'nın yanı sıra İngilizce, Korece, Japonca ve Çince konuşabiliyor. Maşallah! Nichkhun'un dil öğrenme macerası Tayland'da başlamış. İngilizceyi okulda öğrenmiş, Koreceyi JYP Entertainment'a katıldıktan sonra. Japonca ve Çinceyi ise kendi kendine geliştirmiş. Nichkhun'un aksanı da çok sevimli. Korece konuşurken Tay aksanı duyuluyor, İngilizce konuşurken ise kendine özgü bir tarzı var. Bu da onu daha da çekici yapıyor. Nichkhun sadece şarkı söylemekle kalmıyor, oyunculuk da yapıyor. Dizilerde ve filmlerde İngilizce sahnelerde rol alıyor, performansıyla herkesi büyülüyor.

Nichkhun'un dil öğrenme sırrı ne peki? Tayland'da İngilizce eğitim almış olması büyük bir avantaj sağlamış. Ama sadece bununla sınırlı değil. Nichkhun, sürekli yabancı filmler izliyor, kitaplar okuyor, arkadaşlarıyla iletişim kuruyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de Nichkhun'un öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de Nichkhun'un dil yeteneğine hayran. "Nichkhun resmen dil makinesi", "Nichkhun'un aksanı çok sevimli", "Nichkhun hem yakışıklı, hem de zeki" gibi yorumlar görüyoruz. Nichkhun, 2PM'in global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Nichkhun, eskiden badminton oyuncusuymuş. Hatta Tayland milli takımına girmeyi hedefliyormuş. Ama sonra müzik kariyerini seçmiş. İyi ki de seçmiş, yoksa biz bu yetenekli adamı tanıyamazdık.

Mood Önerisi: 2PM'in şarkılarını dinlerken Nichkhun'un partlarına odaklanın. Hem vokal yeteneğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız.


6. Key (SHINee): Varyete Kralı ve Dil Dehası

SHINee'nin varyete kralı Key! Sadece komikliğiyle değil, dil yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Korece'nin yanı sıra İngilizce ve Japonca'yı da akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Key'in İngilizce macerası lisede başlamış. İngilizce derslerine çok çalışmış, bol bol pratik yapmış. Japoncayı ise SHINee'nin Japonya'daki aktiviteleri sırasında öğrenmiş. Key'in İngilizce aksanı da çok kendine özgü. Hem sevimli, hem de komik. Konuşurken insanı güldürüyor. Japonca konuşurken ise samimi ve sıcak bir havaya bürünüyor. Bu da onun çok yönlü bir insan olduğunu gösteriyor. Key sadece şarkı söylemekle kalmıyor, oyunculuk da yapıyor. Müzikallerde ve dizilerde İngilizce sahnelerde rol alıyor, performansıyla herkesi büyülüyor.

Key'in dil öğrenme sırrı ne peki? Sürekli pratik yapmak, bol bol iletişim kurmak ve hata yapmaktan korkmamak. Key, İngilizce konuşan arkadaşlarıyla sürekli iletişim kuruyor, filmler izliyor, kitaplar okuyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de Key'in öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de Key'in dil yeteneğine hayran. "Key resmen dil makinesi", "Key'in aksanı çok sevimli", "Key hem komik, hem de zeki" gibi yorumlar görüyoruz. Key, SHINee'nin global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Key, SHINee'nin moda ikonu olarak da biliniyor. Kendi tarzı var, kıyafet seçimleriyle dikkat çekiyor. Bir de yemek yapmaya çok meraklıymış. Hatta kendi yemek tarifleri varmış.

Mood Önerisi: Key'in varyete şovlarını izleyin. Hem komikliğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce konuşurken döktürüyor.


7. Seohyun (Girls' Generation): Disiplin Abidesi ve Dil Meleği

Girls' Generation'ın maknae'si Seohyun! Sadece güzelliğiyle değil, zekası ve dil yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Korece'nin yanı sıra İngilizce, Çince ve Japonca'yı da akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Seohyun'un İngilizce macerası ilkokulda başlamış. İngilizce derslerine çok çalışmış, özel dersler almış. Çince ve Japoncayı ise Girls' Generation'ın Asya'daki aktiviteleri sırasında öğrenmiş. Seohyun'un aksanı da çok düzgün. Konuşurken insanı etkiliyor. Özellikle İngilizce konuşurken profesyonel bir hava yaratıyor. Seohyun sadece şarkı söylemekle kalmıyor, oyunculuk da yapıyor. Dizilerde ve filmlerde İngilizce sahnelerde rol alıyor, performansıyla herkesi büyülüyor.

Seohyun'un dil öğrenme sırrı ne peki? Disiplinli çalışmak, bol bol pratik yapmak ve hedeflerine odaklanmak. Seohyun, her gün İngilizce çalışıyor, filmler izliyor, kitaplar okuyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de Seohyun'un öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de Seohyun'un dil yeteneğine hayran. "Seohyun resmen dil makinesi", "Seohyun'un aksanı çok etkileyici", "Seohyun hem güzel, hem de zeki" gibi yorumlar görüyoruz. Seohyun, Girls' Generation'ın global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Seohyun, kitap okumaya çok meraklıymış. Hatta boş zamanlarında felsefe kitapları okuyormuş. Bir de piyano çalmaya çok düşkünmüş. Hatta kendi besteleri varmış.

Mood Önerisi: Seohyun'un solo şarkılarını dinleyin. Hem vokal yeteneğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce şarkıları çok iyi.


8. G-Dragon (BIGBANG): Moda İkonu ve Dil Dahisi

BIGBANG'in lideri G-Dragon! Sadece moda ikonu olmakla kalmıyor, dil yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Korece'nin yanı sıra İngilizce, Japonca ve biraz da Çince konuşabiliyor. G-Dragon'un İngilizce macerası genç yaşta başlamış. İngilizce derslerine çok çalışmış, özel dersler almış. Japoncayı ise BIGBANG'in Japonya'daki aktiviteleri sırasında öğrenmiş. G-Dragon'un aksanı da çok kendine özgü. Hem cool, hem de karizmatik. Konuşurken insanı etkiliyor. G-Dragon sadece şarkı söylemekle kalmıyor, şarkı sözü de yazıyor. Şarkılarında İngilizce kelimeler kullanıyor, yaratıcılığını konuşturuyor.

G-Dragon'un dil öğrenme sırrı ne peki? Sürekli pratik yapmak, bol bol iletişim kurmak ve ilham almak. G-Dragon, İngilizce konuşan arkadaşlarıyla sürekli iletişim kuruyor, filmler izliyor, müzik dinliyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de G-Dragon'un öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de G-Dragon'un dil yeteneğine hayran. "G-Dragon resmen dil makinesi", "G-Dragon'un aksanı çok havalı", "G-Dragon hem yetenekli, hem de karizmatik" gibi yorumlar görüyoruz. G-Dragon, BIGBANG'in global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: G-Dragon, moda dünyasında da çok tanınıyor. Kendi tarzı var, kıyafet seçimleriyle dikkat çekiyor. Bir de resim yapmaya çok meraklıymış. Hatta kendi sergisi varmış.

Mood Önerisi: G-Dragon'un solo şarkılarını dinleyin. Hem rap yeteneğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce şarkıları çok iyi.


9. Wendy (Red Velvet): Kanada'dan Kore'ye Uzanan Vokal Yeteneği

Red Velvet'in ana vokalisti Wendy! Sadece muhteşem sesiyle değil, dil yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Korece'nin yanı sıra İngilizce, İspanyolca ve Fransızca konuşabiliyor. Wendy'nin İngilizce macerası Kanada'da başlamış. Orada büyümüş, eğitim almış. İspanyolca ve Fransızcayı ise okulda öğrenmiş. Wendy'nin aksanı da çok düzgün. Konuşurken insanı etkiliyor. Özellikle İngilizce konuşurken profesyonel bir hava yaratıyor. Wendy sadece şarkı söylemekle kalmıyor, şarkı sözü de yazıyor. Şarkılarında İngilizce kelimeler kullanıyor, yaratıcılığını konuşturuyor.

Wendy'nin dil öğrenme sırrı ne peki? Kanada'da yaşamış olması büyük bir avantaj sağlamış. Ama sadece bununla sınırlı değil. Wendy, sürekli yabancı filmler izliyor, kitaplar okuyor, arkadaşlarıyla iletişim kuruyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de Wendy'nin öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de Wendy'nin dil yeteneğine hayran. "Wendy resmen dil makinesi", "Wendy'nin aksanı çok etkileyici", "Wendy hem yetenekli, hem de çok zeki" gibi yorumlar görüyoruz. Wendy, Red Velvet'in global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Wendy, yemek yapmaya çok meraklıymış. Hatta kendi yemek tarifleri varmış. Bir de piyano çalmaya çok düşkünmüş. Hatta kendi besteleri varmış.

Mood Önerisi: Red Velvet'in şarkılarını dinlerken Wendy'nin partlarına odaklanın. Hem vokal yeteneğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce şarkıları çok iyi.


10. Mark (NCT): Kanada'dan Kore'ye, Oradan Sahneye!

NCT'nin karizmatik rapçisi Mark! Sadece rap yeteneğiyle değil, dil yeteneğiyle de dikkat çekiyor. Korece'nin yanı sıra İngilizce ve Fransızca konuşabiliyor. Mark'ın İngilizce macerası Kanada'da başlamış. Orada büyümüş, eğitim almış. Fransızcayı ise okulda öğrenmiş. Mark'ın aksanı da çok cool. Konuşurken insanı etkiliyor. Özellikle İngilizce konuşurken havalı bir hava yaratıyor. Mark sadece rap yapmakla kalmıyor, şarkı sözü de yazıyor. Şarkılarında İngilizce kelimeler kullanıyor, yaratıcılığını konuşturuyor.

Mark'ın dil öğrenme sırrı ne peki? Kanada'da yaşamış olması büyük bir avantaj sağlamış. Ama sadece bununla sınırlı değil. Mark, sürekli yabancı filmler izliyor, müzik dinliyor, arkadaşlarıyla iletişim kuruyor. Yani dili aktif olarak kullanıyor. Bir de Mark'ın öğrenme azmi var. Yeni bir şey öğrenmekten hiç çekinmiyor, sürekli kendini geliştiriyor. Netizenler de Mark'ın dil yeteneğine hayran. "Mark resmen dil makinesi", "Mark'ın aksanı çok havalı", "Mark hem yetenekli, hem de karizmatik" gibi yorumlar görüyoruz. Mark, NCT'nin global imajına büyük katkı sağlıyor. Yabancı hayranlarla kolayca iletişim kuruyor, grubu en iyi şekilde temsil ediyor.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Mark, NCT'nin en çalışkan üyelerinden biri olarak biliniyor. Birçok alt grupta yer alıyor, sürekli yeni projelerde yer alıyor. Bir de gitar çalmaya çok meraklıymış. Hatta kendi besteleri varmış.

Mood Önerisi: NCT'nin şarkılarını dinlerken Mark'ın partlarına odaklanın. Hem rap yeteneğine, hem de dil yeteneğine hayran kalacaksınız. Özellikle İngilizce şarkıları çok iyi.


Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Kozmik Yolcu Çeşitli içerikler yazmayı seven bir kozmos yolcusu.