Şeytan Çıkarma ve Ruhlar Konulu Korku Dizileri: Uyku Tutmayan Geceler İçin!
En tüyler ürpertici K-Drama şeytan çıkarma ve ruh çağırma dizileri! Kore korku, doğaüstü gerilim, medyumlar, exorcist ve unutulmaz sahneler. Favori K-Drama listeni güncelle!
1. The Guest: Ruhlar Alemine Giriş 101
"The Guest" var ya, işte o dizi bildiğin K-Drama korku liginin şampiyonlar ligi! Konusu şöyle: Doğuştan özel yeteneklere sahip bir medyum (yani bizim tabirimizle "spiritüel idol"), şeytan kovan bir rahip ve travmatik geçmişi olan bir dedektif, bir araya geliyor ve ülkeyi kasıp kavuran doğaüstü olayların sırrını çözmeye çalışıyorlar. Ama durun, daha bitmedi! Bu üçlünün yolu, Park Il-do adında, insanları ele geçirip akıl almaz kötülüklere sürükleyen süper güçlü bir şeytanla kesişiyor. Dizi boyunca, bu şeytanın izini sürerken hem kendi içlerindeki karanlıkla yüzleşiyorlar hem de izleyiciyi koltuğuna çivileyen gerilim dolu anlar yaşatıyorlar.
Dizinin atmosferi o kadar karanlık ve kasvetli ki, gece tek başına izlemeye cesaret edemeyebilirsiniz, benden söylemesi. Özellikle Park Il-do'nun ele geçirdiği insanların gözlerindeki o ifade, rüyalarınıza girecek cinsten. Ama korkmayın, dizi sadece korku unsurlarıyla değil, aynı zamanda karakterlerin arasındaki derin bağlarla ve dayanışmayla da ön plana çıkıyor. Medyum Yoon Hwa-pyung'u canlandıran Kim Dong-wook'un oyunculuğu ise tek kelimeyle muazzam! Adamın gözlerindeki çaresizlik ve kararlılık, sizi anında hikayenin içine çekiyor.
"The Guest", sadece korku severlere değil, aynı zamanda gizem ve gerilim dolu hikayelerden hoşlanan herkese hitap ediyor. Dizi, Kore'nin geleneksel şamanizm inançlarını modern korku unsurlarıyla harmanlayarak benzersiz bir deneyim sunuyor. Eğer "Exorcist" ve "Supernatural" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Pişman olmayacaksınız, ama belki biraz uyku problemi yaşayabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki şaman ritüelleri ve kullanılan semboller, Kore mitolojisine oldukça sadık kalınarak hazırlanmış. Yani sadece korku değil, aynı zamanda kültürel bir şölen de sizi bekliyor.
Mood Önerisi: Gece yarısı, tüm ışıklar kapalı, yanınızda bolca atıştırmalık ve en sevdiğiniz battaniye ile izleyin. Ama yalnız izlemeyin, sonra kabus görürsünüz demedi demeyin!
2. Priest: Vatikan'dan Seul'e Uzanan Kutsal Savaş
"Priest", adından da anlaşılacağı gibi, din adamlarının şeytanlarla olan amansız mücadelesini konu alıyor. Dizi, 2018 yılında Seul'de geçiyor ve şeytan çıkarma görevini üstlenen bir rahip ile bu konuda ona yardımcı olan bir doktorun hikayesini anlatıyor. Rahip Oh Soo-min, genç ve idealist bir din adamı. Şeytanlarla savaşmak için her şeyi göze alıyor. Doktor Ham Eun-ho ise, mantığına ve bilime güvenen, soğukkanlı bir cerrah. Ancak, açıklanamayan doğaüstü olaylarla karşılaştıkça, inançlarının sınırlarını sorgulamaya başlıyor. İkili, birlikte çalışarak hem kendi içlerindeki şeytanlarla yüzleşiyor hem de Seul'ü tehdit eden karanlık güçlere karşı savaşıyor.
Dizinin en dikkat çekici özelliklerinden biri, Vatikan'ın şeytan çıkarma ritüellerini Kore şamanizminin öğeleriyle birleştirmesi. Bu sayede, hem Batı hem de Doğu korku unsurları bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor. Özellikle şeytan çıkarma sahneleri, gerilim ve aksiyon dolu anlarla dolu. Rahip Oh Soo-min'in şeytanla olan diyalogları, izleyiciyi adeta hipnotize ediyor. Ayrıca, dizideki görsel efektler ve makyajlar da oldukça başarılı. Şeytanların görünümü, gerçekten de insanın kanını donduracak cinsten.
"Priest", sadece korku severlere değil, aynı zamanda aksiyon ve gerilim dolu hikayelerden hoşlananlara da hitap ediyor. Dizi, din, bilim, inanç ve şüphe gibi kavramları sorgulayarak izleyiciyi düşünmeye sevk ediyor. Eğer "Constantine" ve "The Exorcism of Emily Rose" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz dua etme ihtiyacı hissedebilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki Latince dualar ve şeytan çıkarma ritüelleri, gerçek hayattaki uygulamalara oldukça yakın. Yani, izlerken tüyleriniz diken diken olabilir.
Mood Önerisi: Pazar ayininden sonra, sakin bir kafayla, bolca kahve eşliğinde izleyin. Ama gece tek başınıza izlemeyin, sonra uyuyamazsınız demedi demeyin!
3. Possessed: İçindeki Şeytanla Dans Et
"Possessed" dizisi, tam bir ters köşe! Dışarıdan bakınca sıradan görünen ama aslında psişik güçlere sahip bir dedektif ile ruhları görebilen bir kızın yolları kesişince ortalık fena karışıyor. Kang Pil-sung, polis teşkilatında biraz serseri mayın gibi takılan ama aslında inanılmaz keskin zekası olan bir dedektif. Hong Seo-jung ise, herkesten sakladığı özel yetenekleri sayesinde olayları çözmesine yardımcı oluyor. Birlikte, geçmişte işlenmiş ve karanlık sırlar barındıran bir seri katil vakasını araştırmaya başlıyorlar. Ama işin içine doğaüstü güçler, şeytani ruhlar ve cinayetler girince, olay bambaşka bir boyuta taşınıyor.
Dizinin en sevdiğim yanı, korku ve komediyi harmanlaması. Bazı sahnelerde kahkahalarınıza engel olamazken, bazı sahnelerde ise tırnaklarınızı yiyebilirsiniz. Kang Pil-sung'un sakarlıkları ve Hong Seo-jung'un ürkek tavırları, diziye ayrı bir renk katıyor. Ama unutmayın, bu sadece bir komedi dizisi değil. "Possessed", aynı zamanda insanın içindeki karanlıkla yüzleşmesini, geçmişin izlerini ve adaletin ne kadar önemli olduğunu da vurguluyor. Özellikle seri katilin motivasyonları ve geçmişi, izleyiciyi derinden etkiliyor.
"Possessed", hem korku hem de komedi severlere hitap ediyor. Dizi, sıradışı konusu, sürükleyici hikayesi ve başarılı oyunculuklarıyla dikkat çekiyor. Eğer "Master's Sun" ve "Oh My Ghost" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz kahkaha atıp biraz da tırnaklarınızı yiyebilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki hayalet makyajları ve özel efektler, bazı sahnelerde gerçekten de insanın ödünü patlatacak cinsten. Hazırlıklı olun!
Mood Önerisi: Arkadaşlarınızla toplanıp, bolca patlamış mısır eşliğinde izleyin. Ama ışıkları açık tutmayı unutmayın, sonra kabus görürsünüz demedi demeyin!
4. Save Me: Tarikatların Karanlık Yüzü
"Save Me", K-Drama dünyasının en karanlık ve rahatsız edici yapımlarından biri. Dizi, küçük bir kasabaya taşınan ve kendilerini kurtarıcı olarak gören bir tarikatın pençesine düşen bir grup gencin hikayesini anlatıyor. Im Sang-mi ve ailesi, yaşadıkları trajik olaylar sonucu bu kasabaya sığınıyorlar. Ancak, kısa süre sonra kasabanın aslında bir tarikat tarafından yönetildiğini ve insanların beyinlerinin yıkandığını fark ediyorlar. Sang-mi, çaresizce yardım isterken, eski okul arkadaşları ona yardım etmeye karar veriyor. Dört genç adam, Sang-mi'yi kurtarmak için tarikatın içine sızıyor ve karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Dizinin en etkileyici yanı, tarikatın insanları nasıl manipüle ettiğini ve beyinlerini nasıl yıkadığını gerçekçi bir şekilde göstermesi. Tarikat liderinin karizmatik ve manipülatif kişiliği, izleyiciyi derinden etkiliyor. Ayrıca, dizideki şiddet ve istismar sahneleri de oldukça rahatsız edici. "Save Me", sadece bir gerilim dizisi değil, aynı zamanda toplumdaki dini fanatizm ve manipülasyon tehlikesine de dikkat çekiyor. Dizinin atmosferi o kadar kasvetli ve umutsuz ki, izlerken içiniz daralabilir.
"Save Me", gerilim ve dram severlere hitap ediyor. Dizi, sürükleyici hikayesi, başarılı oyunculukları ve toplumsal eleştirileriyle dikkat çekiyor. Eğer "The Wailing" ve "Prison Playbook" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz daha şüpheci olabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizi, gerçek hayattaki tarikat vakalarından esinlenerek hazırlanmış. Yani, izlerken tüyleriniz diken diken olabilir.
Mood Önerisi: Gündüz vakti, aydınlık bir ortamda izleyin. Ama yalnız izlemeyin, sonra paranoyak olursunuz demedi demeyin!
5. Hotel Del Luna: Hayaletler Oteli
"Hotel Del Luna", fantastik ve romantik unsurları harmanlayan, görsel şölen sunan bir K-Drama. Hikaye, Seul'ün kalbinde bulunan ve sadece hayaletlere hizmet veren gizemli bir otelde geçiyor. Otelin sahibi, bin yıldan fazla süredir lanetli bir şekilde yaşayan Jang Man-wol. Man-wol, huysuz, lüks düşkünü ve geçmişinden gelen acılarla dolu bir kadın. Bir gün, Gu Chan-sung adında genç ve başarılı bir otelci, beklenmedik bir şekilde Hotel Del Luna'da çalışmaya başlıyor. Chan-sung, hayaletleri görme yeteneğine sahip ve Man-wol'un lanetini çözmesine yardım etmeye çalışıyor.
Dizinin en dikkat çekici özelliklerinden biri, görsel tasarımı. Hotel Del Luna'nın iç mekanları, kostümleri ve özel efektler, izleyiciyi adeta büyülü bir dünyaya taşıyor. Ayrıca, dizideki hayaletlerin hikayeleri de oldukça dokunaklı. Her bir hayaletin geçmişi, pişmanlıkları ve tamamlanmamış işleri, izleyiciyi derinden etkiliyor. Man-wol ve Chan-sung arasındaki romantik ilişki de, diziye ayrı bir renk katıyor. İkilinin arasındaki çekim, hem komik hem de duygusal anlarla dolu.
"Hotel Del Luna", fantastik, romantik ve dram severlere hitap ediyor. Dizi, sürükleyici hikayesi, başarılı oyunculukları ve görsel şöleniyle dikkat çekiyor. Eğer "Goblin" ve "Legend of the Blue Sea" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz hüzünlenip biraz da aşık olabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki IU'nun giydiği kostümler ve kullandığı aksesuarlar, dönemin en popüler moda trendlerini yansıtıyor. Yani, sadece bir dizi değil, aynı zamanda bir moda şovu da izliyorsunuz.
Mood Önerisi: Yağmurlu bir günde, sıcak bir fincan çay eşliğinde izleyin. Ama mendillerinizi hazırlayın, sonra gözyaşlarınıza engel olamazsınız demedi demeyin!
6. Kingdom: Zombilerle Karışık Joseon Dönemi
"Kingdom", Kore tarihini zombilerle birleştiren, benzersiz bir yapım. Dizi, Joseon döneminde geçiyor ve açlık ve yoksullukla boğuşan bir ülkede ortaya çıkan gizemli bir salgını konu alıyor. Veliaht Prens Lee Chang, babasının ölümünün ardından tahta geçmek için saraya dönüyor. Ancak, sarayda tuhaf olaylar yaşanıyor ve babasının aslında ölmediği, bir canavara dönüştüğü ortaya çıkıyor. Lee Chang, gerçeği öğrenmek ve ülkesini kurtarmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta, zombilerle savaşmak zorunda kalıyor ve sarayın içindeki entrikalarla yüzleşiyor.
Dizinin en etkileyici yanı, Joseon döneminin atmosferini ve zombi temasını başarılı bir şekilde birleştirmesi. Kostümler, mekanlar ve müzikler, izleyiciyi adeta o döneme götürüyor. Zombi sahneleri ise, gerilim ve aksiyon dolu anlarla dolu. Zombilerin makyajları ve hareketleri, gerçekten de insanın kanını donduracak cinsten. Ayrıca, dizideki politik entrikalar ve karakterlerin arasındaki ilişkiler de, hikayeye ayrı bir derinlik katıyor. Lee Chang'ın ülkesini kurtarmak için verdiği mücadele, izleyiciyi derinden etkiliyor.
"Kingdom", tarih, zombi ve gerilim severlere hitap ediyor. Dizi, sürükleyici hikayesi, başarılı oyunculukları ve görsel şöleniyle dikkat çekiyor. Eğer "Train to Busan" ve "The Walking Dead" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz tarih öğrenip biraz da zombilerden korkabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki zombi makyajları için, Hollywood'dan özel efekt uzmanları getirilmiş. Yani, izlerken gerçekten de profesyonel bir işçilik görüyorsunuz.
Mood Önerisi: Gece yarısı, tüm ışıklar kapalı, yanınızda bolca atıştırmalık ve en sevdiğiniz battaniye ile izleyin. Ama yalnız izlemeyin, sonra kabus görürsünüz demedi demeyin!
7. Tell Me What You Saw: Fotoğrafik Hafıza ve Seri Katiller
"Tell Me What You Saw", gerilim dozu yüksek, polisiye bir K-Drama. Dizi, fotoğrafik hafızaya sahip bir dedektif ile zeki bir profil uzmanının seri katilleri yakalama mücadelesini konu alıyor. Oh Hyun-jae, bir zamanlar dahi bir profil uzmanıyken, nişanlısının bir seri katil tarafından öldürülmesiyle hayatı alt üst oluyor. Hyun-jae, olaydan sonra inzivaya çekiliyor ve dünyayla bağlantısını kesiyor. Cha Soo-young ise, kırsal bir bölgede yaşayan ve gördüğü her şeyi kusursuz bir şekilde hatırlayabilen genç bir polis memuru. Soo-young, bir gün Hyun-jae ile karşılaşır ve onun yeteneklerini fark eder. İkili, birlikte çalışarak geçmişte işlenmiş ve çözülememiş seri katil vakalarını araştırmaya başlıyor.
Dizinin en sevdiğim yanı, karakterlerin arasındaki dinamik. Hyun-jae'nin zekası ve Soo-young'un hafızası, birbirini mükemmel bir şekilde tamamlıyor. İkilinin arasındaki gerilim ve çekim, diziye ayrı bir heyecan katıyor. Ayrıca, dizideki seri katillerin motivasyonları ve geçmişleri de oldukça ilgi çekici. "Tell Me What You Saw", sadece bir polisiye dizisi değil, aynı zamanda insanın karanlık tarafını ve travmaların insan psikolojisi üzerindeki etkilerini de sorguluyor.
"Tell Me What You Saw", gerilim, polisiye ve psikolojik dram severlere hitap ediyor. Dizi, sürükleyici hikayesi, başarılı oyunculukları ve karanlık atmosferiyle dikkat çekiyor. Eğer "Signal" ve "Tunnel" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz daha dikkatli olabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki Jang Hyuk'un canlandırdığı Oh Hyun-jae karakteri, sessiz ve gizemli tavırlarıyla izleyiciyi adeta büyülüyor. Adamın karizması, diziye ayrı bir hava katıyor.
Mood Önerisi: Gece yarısı, tüm ışıklar kapalı, yanınızda bolca atıştırmalık ve en sevdiğiniz battaniye ile izleyin. Ama yalnız izlemeyin, sonra kabus görürsünüz demedi demeyin!
8. Strangers from Hell: Kiralık Evin Korkunç Sırları
"Strangers from Hell", psikolojik gerilim türünde, izleyeni derinden etkileyen bir K-Drama. Dizi, iş bulmak için Seul'e taşınan genç bir adamın, ucuz bir kiralık evde yaşamaya başlamasıyla yaşadığı korkunç olayları konu alıyor. Yoon Jong-woo, hayallerini gerçekleştirmek için Seul'e geliyor ve ekonomik nedenlerle Eden Residence adında eski ve bakımsız bir apartmana yerleşiyor. Ancak, kısa süre sonra apartmandaki komşularının tuhaf ve rahatsız edici davranışlar sergilediğini fark ediyor. Jong-woo, zamanla apartmanın karanlık sırlarını öğrenmeye başlıyor ve kendini akıl almaz bir kabusun içinde buluyor.
Dizinin en etkileyici yanı, yarattığı atmosfer. Apartmanın dar koridorları, loş ışıkları ve ürkütücü sesleri, izleyiciyi sürekli bir gerilim içinde tutuyor. Ayrıca, apartmandaki komşuların her biri, ayrı ayrı psikopatolojik özelliklere sahip. Bu karakterlerin davranışları, izleyicide sürekli bir rahatsızlık hissi yaratıyor. "Strangers from Hell", sadece bir gerilim dizisi değil, aynı zamanda insanın içindeki karanlığı ve toplumun dışına itilen insanların psikolojisini de sorguluyor.
"Strangers from Hell", psikolojik gerilim ve korku severlere hitap ediyor. Dizi, sürükleyici hikayesi, başarılı oyunculukları ve karanlık atmosferiyle dikkat çekiyor. Eğer "The Silence of the Lambs" ve "Psycho" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz daha paranoyak olabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki Im Si-wan'ın canlandırdığı Yoon Jong-woo karakteri, masum ve naif tavırlarıyla izleyiciyi derinden etkiliyor. Adamın çaresizliği, diziye ayrı bir duygu katıyor.
Mood Önerisi: Gündüz vakti, aydınlık bir ortamda izleyin. Ama yalnız izlemeyin, sonra kabus görürsünüz demedi demeyin!
9. Oh My Ghost: Utangaç Ruh ve Şef Aşçı
"Oh My Ghost", romantik komedi ve doğaüstü unsurları harmanlayan, eğlenceli bir K-Drama. Dizi, utangaç ve özgüvensiz bir asistan şefin, bir hayalet tarafından ele geçirilmesiyle yaşadığı komik ve duygusal olayları konu alıyor. Na Bong-sun, Sun Restaurant'ta çalışan ve sürekli hatalar yapan bir asistan şef. Bong-sun, aynı zamanda hayaletleri görebilme yeteneğine sahip. Bir gün, Shin Soon-ae adında çapkın ve enerjik bir hayalet, Bong-sun'u ele geçiriyor. Soon-ae, hayattayken bir türlü erkeklerle ilişki kuramamış ve bu yüzden de öbür dünyaya geçememiş. Bong-sun'un vücudunu kullanarak, hayattaki pişmanlıklarını gidermeye ve aşık olmaya çalışıyor.
Dizinin en sevdiğim yanı, karakterlerin arasındaki uyum. Bong-sun'un utangaçlığı ve Soon-ae'nin cesareti, birbirini mükemmel bir şekilde tamamlıyor. İkilinin arasındaki komik diyaloglar ve romantik anlar, izleyiciyi kahkahalara boğuyor. Ayrıca, dizideki Jo Jung-suk'un canlandırdığı şef Kang Sun-woo karakteri de, karizmatik ve sevimli tavırlarıyla izleyiciyi büyülüyor. "Oh My Ghost", sadece bir romantik komedi değil, aynı zamanda insanın kendini keşfetmesini ve hayattaki fırsatları değerlendirmesini de vurguluyor.
"Oh My Ghost", romantik komedi ve doğaüstü severlere hitap ediyor. Dizi, eğlenceli hikayesi, başarılı oyunculukları ve sevimli karakterleriyle dikkat çekiyor. Eğer "Strong Woman Do Bong-soon" ve "What's Wrong with Secretary Kim" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz daha cesur olabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki Park Bo-young'un hem utangaç Bong-sun'u hem de çapkın Soon-ae'yi canlandırması, oyunculuk yeteneğini gözler önüne seriyor. Kızın mimikleri, diziye ayrı bir renk katıyor.
Mood Önerisi: Arkadaşlarınızla toplanıp, bolca atıştırmalık eşliğinde izleyin. Ama kahkahalarınıza engel olamazsanız, komşularınız şikayet edebilir demedi demeyin!
10. The Uncanny Counter: Şeytan Avcıları Ekibi
"The Uncanny Counter", aksiyon, fantastik ve komedi unsurlarını harmanlayan, enerjik bir K-Drama. Dizi, kötü ruhları avlamak için özel güçlere sahip bir grup insanın hikayesini konu alıyor. Counter'lar, öbür dünyadan gelen ve insanları ele geçiren kötü ruhlarla savaşmak için seçilmiş kişiler. Her bir Counter, farklı özel güçlere sahip ve birlikte çalışarak kötü ruhları yakalamaya çalışıyorlar. So Mun, lise öğrencisi ve Counter ekibine yeni katılan bir üye. Mun, kaza sonucu ailesini kaybetmiş ve bu olaydan sonra özel güçler kazanmış. Ga Mo-tak, eski bir polis memuru ve Counter ekibinin en güçlü üyesi. Do Ha-na, insanlara dokunarak geçmişlerini görebilen gizemli bir kadın. Chu Mae-ok, Counter ekibinin şifacısı ve aynı zamanda restoran işletiyor.
Dizinin en sevdiğim yanı, karakterlerin arasındaki dostluk ve dayanışma. Counter ekibi, sadece kötü ruhlarla savaşmakla kalmıyor, aynı zamanda birbirlerine destek oluyor ve zor zamanlarda birbirlerine güç veriyorlar. Ayrıca, dizideki aksiyon sahneleri de oldukça heyecan verici. Counter'ların özel güçlerini kullanarak kötü ruhlarla savaşmaları, izleyiciyi adeta büyülüyor. "The Uncanny Counter", sadece bir aksiyon dizisi değil, aynı zamanda adaletin önemini ve insanların birlikte neler başarabileceğini de vurguluyor.
"The Uncanny Counter", aksiyon, fantastik ve komedi severlere hitap ediyor. Dizi, sürükleyici hikayesi, başarılı oyunculukları ve enerjik atmosferiyle dikkat çekiyor. Eğer "Avengers" ve "X-Men" gibi yapımlara bayılıyorsanız, bu diziye kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki biraz daha cesur olabilirsiniz, o kadarını da göze alın artık!
Kozmik Not: Dizideki Jo Byeong-kyu'nun canlandırdığı So Mun karakteri, sevimli ve karizmatik tavırlarıyla izleyiciyi derinden etkiliyor. Adamın dövüş sahneleri, diziye ayrı bir hava katıyor.
Mood Önerisi: Arkadaşlarınızla toplanıp, bolca atıştırmalık eşliğinde izleyin. Ama dövüş sahnelerinde kendinizi kaptırıp eşyaları kırmamaya dikkat edin demedi demeyin!
Tepkiniz Nedir?