İzlerken Depresyona Gireceğiniz, Sonu Kötü Biten 10 Anime!: Ağlamaya Hazır Mısınız?

Sonu kötü biten anime önerileri mi arıyorsun? İşte izlerken depresyona gireceğiniz, kalbinizi kıracak en iyi 10 anime! Duygusal anlar, unutulmaz karakterler ve gözyaşlarına hazır olun!

Aralık 25, 2025 - 17:20
Aralık 25, 2025 - 17:20
 0  0
İzlerken Depresyona Gireceğiniz, Sonu Kötü Biten 10 Anime!: Ağlamaya Hazır Mısınız?

1. Grave of the Fireflies (Ateşböceklerinin Mezarı)

Abi, Ateşböceklerinin Mezarı'nı izleyip de taş kalpli kalabilen var mı ya? Savaşın ortasında hayatta kalmaya çalışan iki kardeşin hikayesi... Daha konusunu duyunca bile içim burkuluyor. Setsuko'nun o minik, çaresiz halleri, Seita'nın abilik yapmaya çalışırkenki çaresizliği... Stüdyo Ghibli yapmış ama bildiğimiz o tatlış, mutlu sonlu Ghibli filmlerinden değil bu. Tam tersi, hayatın acımasızlığını suratına tokat gibi çarpan bir yapım. Çizimler, müzikler falan her şey o kadar etkileyici ki, sanki o savaşın içindeymişsin gibi hissediyorsun. Bu animeyi izledikten sonra bir hafta kendime gelememiştim, o derece etkiledi beni. Yani, "ağlayayım da rahatlayayım" diyorsan, kesinlikle izlemen lazım ama hazırlıklı ol, psikolojin bozulabilir.

Savaşın yıkıcı etkilerini bu kadar gerçekçi ve duygusal anlatan başka bir anime var mı bilmiyorum. İzlerken sürekli "Keşke farklı olsaydı..." diye düşündüm. Setsuko'nun gülüşü, Seita'nın fedakarlıkları... Unutulması mümkün değil. İzledikten sonra uzun uzun savaşın anlamsızlığı üzerine düşündüm. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum. Ama kesin olan bir şey var, Ateşböceklerinin Mezarı izlediğim en etkileyici animelerden biri ve kolay kolay unutamayacağım.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Bu anime, İkinci Dünya Savaşı'nın Japonya üzerindeki etkilerini o kadar gerçekçi yansıtıyor ki, sanki belgesel izliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.

Mood Önerisi: Yanınızda bolca mendil bulundurun ve izledikten sonra sevdiklerinize sıkıca sarılın.


2. Devilman Crybaby

Şimdi de biraz daha modern bir şeyler konuşalım. Devilman Crybaby... Aman Allah'ım, bu anime beni resmen şoktan şoka soktu. İlk başta "Aa, birazcık kanlı manlı bir şeyler izleyelim" dedim ama sonra olaylar öyle bir gelişti ki, neye uğradığımı şaşırdım. Akira Fudo'nun Devilman'a dönüşmesi, Ryo Asuka'nın şeytani planları, insanların birbirine olan acımasızlığı... Her bölüm ayrı bir travma sebebiydi. Animasyon tarzı da çok farklı, alışık olmadığımız bir tarz ama hikayeye o kadar iyi uyum sağlıyor ki, bayıldım. Özellikle son bölümler... Spoiler vermek istemiyorum ama resmen içim parçalandı. Ağlamaktan gözlerim şişti, resmen. Bu animeyi izledikten sonra "İnsanlık nereye gidiyor?" diye sorgulamadan edemedim.

Devilman Crybaby, sadece şiddet ve kan içeren bir anime değil. Aynı zamanda insan doğasının karanlık yönlerini, aşkı, dostluğu ve ihaneti de çok derinlemesine işliyor. Akira'nın Miki'ye olan aşkı, Ryo'nun Akira'ya olan takıntısı... Tüm bu ilişkiler, hikayeyi daha da karmaşık ve etkileyici hale getiriyor. Animenin sonu ise tam bir yıkım. Herkes ölüyor, herkes acı çekiyor. Resmen "Neden?" diye bağırmak istedim. Ama belki de hayat böyle bir şeydir, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Devilman Crybaby'nin müzikleri de inanılmaz! Özellikle Agony isimli şarkı, tam bir başyapıt. Animenin atmosferini o kadar iyi yansıtıyor ki, dinlerken bile tüylerim diken diken oluyor.

Mood Önerisi: Karanlık bir odada, tek başınıza izleyin ve hayatın anlamını sorgulayın.


3. Clannad: After Story

Clannad'ı izleyip de ağlamayan var mı ya? Özellikle After Story kısmı... Of, kalbim acıyor resmen. İlk sezonu biraz daha tatlış, lise aşkı falan filan ama After Story'de olaylar bambaşka bir boyuta geçiyor. Nagisa'nın hastalığı, Ushio'nun doğumu, Tomoya'nın babalık yapmaya çalışması... Her bölüm ayrı bir duygu patlaması. Ushio'nun o minik hali, Tomoya'ya "Baba" demesi... Resmen gözlerimden yaşlar sel oldu. Animenin sonu ise tam bir felaket. Spoiler vermeyeceğim ama hazırlıklı olun, mendillerinizi hazırlayın. Clannad: After Story, hayatın güzelliklerini ve acılarını aynı anda yaşatan, unutulmaz bir anime.

Clannad: After Story, sadece bir aşk hikayesi değil. Aynı zamanda aile olmanın, kaybetmenin ve yeniden başlamanın hikayesi. Tomoya'nın babasıyla olan ilişkisi, Nagisa'nın ailesine olan bağlılığı... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da anlamlı kılıyor. Animenin çizimleri de çok güzel, karakterler çok sevimli. Müzikler de tam ağlamalık, resmen. Clannad: After Story'i izledikten sonra hayatıma daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Daha çok sevmeye, daha çok değer vermeye... Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Clannad: After Story'nin açılış müziği olan "Toki wo Kizamu Uta" da çok güzel! Dinlerken bile duygulanıyorum resmen.

Mood Önerisi: Sevdiklerinizle birlikte izleyin ve onlara ne kadar değer verdiğinizi söyleyin.


4. Anohana: The Flower We Saw That Day

Anohana... Ah Anohana... Bu animeyi izledikten sonra resmen bir hafta kendime gelemedim. Bir grup arkadaşın, çocukluklarında yaşadıkları bir trajik olay yüzünden dağılması ve yıllar sonra ölen arkadaşlarının hayaletiyle tekrar bir araya gelmeleri... Konusu bile iç burkucu değil mi? Menma'nın o tatlış, masum halleri, Jinta'nın suçluluk duygusu, Anaru'nun aşkı... Her karakterin ayrı bir hikayesi var ve hepsi o kadar gerçekçi ki, sanki kendi arkadaş grubumu izliyormuşum gibi hissettim. Animenin sonu ise tam bir gözyaşı şelalesi. Menma'nın vedası, arkadaşların birbirlerine sarılması... Resmen hıçkıra hıçkıra ağladım. Anohana, arkadaşlığın, kaybın ve affetmenin ne kadar önemli olduğunu anlatan, unutulmaz bir anime.

Anohana, sadece bir dram anime değil. Aynı zamanda komedi unsurları da içeriyor. Arkadaşların birbirleriyle atışmaları, Menma'nın şapşallıkları... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da keyifli hale getiriyor. Animenin çizimleri de çok güzel, özellikle Menma'nın o parlak gözleri... Müzikler de tam ağlamalık, resmen. Anohana'yı izledikten sonra eski arkadaşlarımla tekrar iletişime geçtim ve onlara ne kadar özlediğimi söyledim. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Anohana'nın kapanış müziği olan "Secret Base ~Kimi ga Kureta Mono~ (10 years after Ver.)" da çok güzel! Dinlerken bile duygulanıyorum resmen.

Mood Önerisi: Eski arkadaşlarınızla birlikte izleyin ve anılarınızı tazeleyin.


5. Plastic Memories

Plastic Memories... Robotlarla insanların aşkı... Kulağa garip geliyor değil mi? Ama bu anime o kadar duygusal ki, insan robot ayrımını falan unutuyorsun. Tsukasa'nın Isla'ya olan aşkı, Isla'nın ömrünün sonuna yaklaşması... Her bölüm ayrı bir hüzün. Isla'nın o çekingen, tatlı halleri, Tsukasa'nın ona olan sabrı... Resmen içim parçalandı. Animenin sonu ise tam bir yıkım. Spoiler vermeyeceğim ama hazırlıklı olun, mendillerinizi hazırlayın. Plastic Memories, aşkın, ayrılığın ve kabullenmenin ne kadar zor olduğunu anlatan, unutulmaz bir anime.

Plastic Memories, sadece bir aşk hikayesi değil. Aynı zamanda teknolojinin etik sınırlarını da sorguluyor. Robotların duyguları olması, insanların onlara nasıl davranması gerektiği... Tüm bu sorular, hikayeyi daha da düşündürücü kılıyor. Animenin çizimleri de çok güzel, özellikle Isla'nın o duygusal bakışları... Müzikler de tam ağlamalık, resmen. Plastic Memories'i izledikten sonra teknolojiye daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Plastic Memories'in açılış müziği olan "Ring of Fortune" da çok güzel! Dinlerken bile duygulanıyorum resmen.

Mood Önerisi: Sevdiklerinizle birlikte izleyin ve onlara ne kadar değerli olduklarını söyleyin.


6. Code Geass

Code Geass'ı sadece sonu kötü bittiği için mi bu listeye aldım sanıyorsun? Tabii ki hayır! Lelouch'un o zekası, planları, fedakarlıkları... Her bölüm ayrı bir olay. Ama sonu... Ah, o son! Lelouch'un Zero Requiem planı, Suzaku ile olan işbirliği, halkın Lelouch'u şeytan olarak görmesi... Resmen içim parçalandı. Lelouch'un ölümü, dünyanın kurtuluşu... Ama o kadar acı verici ki, sevinemiyorsun bile. Code Geass, zekanın, gücün ve fedakarlığın ne anlama geldiğini sorgulatan, unutulmaz bir anime.

Code Geass, sadece bir aksiyon anime değil. Aynı zamanda politik ve felsefi unsurlar da içeriyor. Britanya İmparatorluğu'nun baskısı, direniş hareketleri, adalet kavramı... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da derinleştiriyor. Animenin çizimleri de çok güzel, özellikle Lelouch'un o karizmatik duruşu... Müzikler de tam gaz, resmen. Code Geass'ı izledikten sonra dünyaya daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Code Geass'ın açılış müzikleri de efsane! Özellikle "COLORS" ve "World End" tam gaz veriyor.

Mood Önerisi: Aksiyon dolu bir gece geçirmek istiyorsanız, Code Geass tam size göre!


7. Akame ga Kill!

Akame ga Kill!... Bu anime resmen karakter katliamı! Her bölüm bir karakter ölüyor, resmen. Tatsumi'nin Night Raid'e katılması, İmparatorluk'un yolsuzlukları, Akame'nin intikam arayışı... Her şey çok hızlı gelişiyor ve hiç beklemediğin anda bir karakter ölüyor. Mine'nin, Lubbock'ın, Sheele'nin, Bulat'ın... Hepsinin ölümü ayrı bir travma sebebiydi. Animenin sonu ise tam bir felaket. Spoiler vermeyeceğim ama hazırlıklı olun, mendillerinizi hazırlayın. Akame ga Kill!, adaletin, intikamın ve fedakarlığın ne kadar acı verici olabileceğini anlatan, unutulmaz bir anime.

Akame ga Kill!, sadece bir aksiyon anime değil. Aynı zamanda karanlık ve acımasız bir dünya sunuyor. İmparatorluk'un yolsuzlukları, halkın çektiği acılar, Night Raid'in yöntemleri... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da gerçekçi kılıyor. Animenin çizimleri de güzel, özellikle karakterlerin dövüş sahneleri... Müzikler de tam gaz, resmen. Akame ga Kill!'i izledikten sonra hayata daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Akame ga Kill!'in açılış müziği olan "Skyreach" da çok güzel! Dinlerken bile gaza geliyorum resmen.

Mood Önerisi: Aksiyon ve dramı bir arada yaşamak istiyorsanız, Akame ga Kill! tam size göre!


8. I Want to Eat Your Pancreas

Adı biraz garip değil mi? Ama bu anime o kadar duygusal ki, adını falan unutuyorsun. Hastalığı yüzünden ömrü kısa olan bir kızla, onun sırrını öğrenen bir çocuğun hikayesi... Sakura'nın o neşeli, hayat dolu halleri, Haruki'nin ona olan ilgisi... Resmen içim parçalandı. Sakuranın ölümü, Harukinin yalnızlığı... Animenin sonu ise tam bir yıkım. Spoiler vermeyeceğim ama hazırlıklı olun, mendillerinizi hazırlayın. I Want to Eat Your Pancreas, hayatın değerini, aşkın gücünü ve ölümün kaçınılmazlığını anlatan, unutulmaz bir anime.

I Want to Eat Your Pancreas, sadece bir aşk hikayesi değil. Aynı zamanda hayatın anlamını da sorguluyor. Sakura'nın hastalığına rağmen hayattan keyif almaya çalışması, Haruki'nin onun sayesinde değişmesi... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da anlamlı kılıyor. Animenin çizimleri de çok güzel, özellikle Sakura'nın o parlak gülüşü... Müzikler de tam ağlamalık, resmen. I Want to Eat Your Pancreas'ı izledikten sonra hayata daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: I Want to Eat Your Pancreas'ın müzikleri de çok güzel! Özellikle filmin sonunda çalan şarkı, tam ağlamalık.

Mood Önerisi: Sevdiklerinizle birlikte izleyin ve onlara ne kadar değer verdiğinizi söyleyin.


9. Berserk (1997)

Berserk... Karanlık, acımasız ve kanlı bir dünya... Guts'ın o yalnızlığı, intikam arayışı, Griffith'e olan nefreti... Her bölüm ayrı bir travma sebebiydi. Özellikle Eclipse sahnesi... Hala aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyor. Griffith'in şeytana dönüşmesi, Guts'ın kolunu kaybetmesi, Casca'nın yaşadığı travma... Resmen içim parçalandı. Animenin sonu ise tam bir felaket. Guts'ın intikam yolculuğu daha yeni başlıyor ve daha ne kadar acı çekecek bilmiyoruz. Berserk, gücün, intikamın ve insanlığın sınırlarını sorgulatan, unutulmaz bir anime.

Berserk, sadece bir aksiyon anime değil. Aynı zamanda felsefi ve psikolojik unsurlar da içeriyor. Guts'ın iç dünyası, Griffith'in motivasyonları, insan doğasının karanlık yönleri... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da derinleştiriyor. Animenin çizimleri de güzel, özellikle karakterlerin dövüş sahneleri... Müzikler de tam gaz, resmen. Berserk'i izledikten sonra hayata daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Berserk'in açılış müziği olan "Tell Me Why" da çok güzel! Dinlerken bile gaza geliyorum resmen.

Mood Önerisi: Karanlık ve acımasız bir dünyaya dalmak istiyorsanız, Berserk tam size göre!


10. Erased (Boku Dake ga Inai Machi)

Erased... Zaman yolculuğu ve cinayet gizemi... Kulağa ilginç geliyor değil mi? Satoru'nun zamanda geriye gidebilme yeteneği, çocukluk arkadaşlarının cinayetini çözmeye çalışması... Her bölüm ayrı bir heyecan. Kayo'nun o yalnızlığı, Satoru'nun ona yardım etmeye çalışması... Resmen içim parçalandı. Animenin sonu ise hem üzücü hem de umut verici. Spoiler vermeyeceğim ama hazırlıklı olun, mendillerinizi hazırlayın. Erased, geçmişle yüzleşmenin, hataları düzeltmenin ve umudu kaybetmemenin ne kadar önemli olduğunu anlatan, unutulmaz bir anime.

Erased, sadece bir gizem anime değil. Aynı zamanda dram ve gerilim unsurları da içeriyor. Satoru'nun geçmişi, Kayo'nun yaşadığı zorluklar, katilin kimliği... Tüm bu detaylar, hikayeyi daha da sürükleyici kılıyor. Animenin çizimleri de güzel, özellikle karakterlerin duygusal ifadeleri... Müzikler de tam gerilim yaratmalık, resmen. Erased'i izledikten sonra hayata daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Belki de anime tam olarak bunu amaçlıyordu, bilemiyorum.

Bias Kontrolü / Kozmik Not: Erased'in kapanış müziği olan "Sore wa Chiisana Hikari no Youna" da çok güzel! Dinlerken bile duygulanıyorum resmen.

Mood Önerisi: Gizem dolu bir gece geçirmek istiyorsanız, Erased tam size göre!

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Kozmik Yolcu Çeşitli içerikler yazmayı seven bir kozmos yolcusu.